GENEL BİLGİ ve rejimin iddiası
36 yaşındaki Cüneyt Bursa, evli ve iki çocuk babasıydı. Kayseri doğumlu olan Cüneyt Bursa Ankara Emniyetinde Emniyet Amiri olarak görev yapmaktaydı.Rejim mahkemelerinin iddiasına göre Cüneyt Bursa Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde zırhlı araçların polis TOMA’larını itmesi sonucu 2 TOMA’nın arasında sıkışarak şehit oldu. Bu eyleme ilişkin emir verdiği öne sürülen askerler Ejder Yıldırım ve Ümit Acar bu ölümden sorumlu tutularak müebbet cezası aldılar.
GERÇEK ÖLÜM SEBEBİ
Vefatının hemen ardından düzenlenen ölü muayene tutanağında Genelkurmay bölgesinde bombalama sonucu şehit olduğu bilgisi yer aldı. Ayrıca ilk tespitlerde vücudunda 1×5 cm büyüklüğünde ateşli silah giriş yarası olduğu ilgili tutanağa yansıdı. Ancak otopsi sonucunda herhangi bir ateşli silah mermi veya şarapnel girişine rastlanmadığı ölümün genel beden travması ve iç kanama kaynaklı olduğu tespit edildi. Her ne kadar 15 Temmuz gecesi yaşanan kaos ve hastanelerdeki yoğunluk dikkate alınması makul gibi görünse bile Adli Tıp Uzmanının hazır bulunduğu muayene işleminde böyle bir tespitin yapılması otopside ise ölüm şeklinin tamamen değişmesi şüpheli görünmektedir.
22 Kasım 2016 tarihinde Ankara TEM Şube tarafından oluşturulan aşağıdaki tutanaktaki olayın özeti kısmında maktul Cüneyt Bursa’nın görevli olduğu Ankara Emniyet Müdürlüğüne geldiği ve emniyet müdürlüğü önünde TOMA’ların arasına sıkışarak vefat ettiği belirtilmiştir. Ancak yine aynı tutanağın ölüm şekli kısmında ölümün ateşli silah yaralanması olduğu kaydedilerek büyük bir çelişkiye imza atılmıştır. Ancak asıl önemli husus ölüm anına ilişkin kamera görüntülerinin bulunmadığına dair düşülen nottur. Ankara Emniyet civarının kameralarla donatıldığını ve TOMA araçlarında ayrıca kamera bulunduğunu dikkate alırsak ölüm anına ilişkin hiçbir görüntünün bulunmaması oldukça dikkat çekicidir.
Olay gecesine ait kamera görüntüleri ve kamera görüntülerinden hareketle oluşturulan bilirkişi raporu incelendiğinde, zırhlı araçların yolu açmak için TOMA’ları ittiği görüntüler mevcuttur. Ancak gerek bilirkişi raporunda yer alan zırhlı araçların sadece TOMA’lara zarar verdiği yönündeki tespit gerekse bu dosyaya dair aşağıda yer alan videodaki kamera görüntüleri burada sıkışan herhangi bir kimsenin olmadığını net bir biçimde ortaya koymaktadır. Ayrıca dava dosyasında bu görüntü kaydı dışında TOMA’ların itildiği veya sıkıştırıldığı başka bir görüntü kaydı ise bulunmamaktadır. 18 Kasım 2016 tarihinde Ankara Emniyeti Kaçakçılık Şube tarafından TEM şubeye yazılan yazı ise bambaşka bir bilgiyi tartışmaya açmıştır. Maktul Cüneyt Bursa’nın Ankara Emniyet Müdürlüğü A kapısında ve anladığımız kadarıyla yolda değil yerleşkenin iç kısmında vefat ettiği ifade edilmiştir. Ayrıca Samsun yolu (Akköprü metro istasyonu) istikametine giden zırhlı araçların TOMA’ları sıkıştırdığı bilgisi de dikkat çekicidir. Çünkü olay gecesi bu istikamete giden ve TOMA araçlarını sıkıştıran tek bir zırhlı araç dahi tespit edilememiştir. Dava dosyasındaki bilgi ve belgelere bakıldığında başından sonuna kadar sürekli değişen bir ölüm hikayesi bulunmakla birlikte ölüm şekli ve failini ortaya koyan tek bir delilin olmadığı anlaşılmaktadır. Peki hiçbir delilin olmadığı bu dosyada özensizce ortaya konan iddianın dayanağı nedir? Bu iddianın dayanağı dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Yaman Ağırlar’ın 3 Kasım 2016 tarihli savcılık ifadesi ve kuvvetle muhtemel yukarıdaki tutanakları hazırlayanlara tesir etmesidir. Yaman Ağırlar savcılık ifadesinde, mahkemenin de hiç araştırmadan kabul ettiği olayın oluş şeklini sanki şahit olmuş gibi anlatmaktadır. Oysa bu olaya şahitlik etmesi mümkün değildir çünkü olayın oluş saatinde (kendi ifadesine göre 22.40 sabah 8.00 arası) Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bulunmuştur. Kaldı ki Yaman Ağırlar mahkemedeki ikinci ifadesinde bu bilgiyi vermemiş ve maktul Cüneyt Bursa’nın ölümünden hiç bahsetmemiştir. Kendisi sivilleri kışlalara gönderin askeri teslim alsınlar gibi tamamen provakatif emirler veren ve saat 22.09 gibi bunun bir F… darbesi olduğunu anladım gibi akıl dışı açıklamalar yapan şaibeli bir kişidir. Kuvvetle muhtemel 15 Temmuz komplosu konusunda belli seviyede haberdar olan bu şahsın askerleri zan altında bırakacak bir ifade vermesi şaşırtıcı değildir. Sonuç olarak askerler Ejder Yıldırım ve Ümit Acar’ın maktul Cüneyt Bursa’nın ölümüne sebep olacak bir emirleri veya eylemleri olduğuna dair tek bir delil dahi bulunmamaktadır. Bu haliyle olay hukuki tanımla faili meçhul bir olaydır ve savcılığın yeni soruşturma açmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Maktul Cüneyt Bursa’nın ölümüne ilişkin detayları aşağıdaki videodan takip edebilirsiniz.