GENEL BİLGİ ve rejimin iddiası
33 yaşındaki Çetin Can, dizi setlerinde ışıklandırma şefliği yapıyordu. Evliydi. 15 Temmuz gecesi eşi Fatma Can’la birlikte Boğaziçi Köprüsü’ne gitti ve burada tek mermiyle vuruldu. İddianamede yer alan kabule göre askerlerin Boğaziçi Köprüsü’nde açtığı ateş sonucu vefat ettiği iddia edilmektedir..
GERÇEK ÖLÜM SEBEBİ
Rejimin iddiasının aksine ortaya konulan deliller maktulün asker dışında meçhul bir biri tarafından vurulduğunu ortaya koymaktadır. Bu gerçeği ortaya koyan delillerle devam edelim;
Maktul Çetin Can’ın aşağıda görseli yer alan otopsi raporu incelendiğinde tek atış ve tek kurşunla vurulduğu anlaşılmaktadır. Bu tek atışın köprüyü kapatan asker tarafından yapıldığı ve bu atış sonucu maktulün şehit olduğu, savcının iddiası ve mahkemenin kabulü olarak karşımıza çıkmaktadır. İzleyen bölümde nitelik gerektiren bu TEK atışın köprüyü kapatan asker tarafından neden yapılamayacağını ortaya koymaya çalışacağız. Mahkemenin bilirkişi görevlendirerek yapması gereken ancak yapmaktan geri durduğu araştırmayı sizlere sunacağız. Sosyal medyada hak mücadelesine devam eden ve seçkin güvenlik birimlerinde görev yapmış uzmanlarımızın verdiği katkı, ölümler konusunda askerin masumiyetini ortaya çıkarmış olacaktır.
Söz konusu ölümden köprüyü kapatan asker neden sorumlu tutulamaz? Maddeler halinde açıklayalım;
1- Öncelikle mesafe bu tek atışın yapılmasına engeldir. Askerlerin konumlandığı nokta köprü kolonunun bağlantı noktası, sivillerin bulunduğu nokta ise gişelerin yaklaşık 50-60 metre gerisindeki alandır. Google haritalar uygulamasının mesafe ölçüm aracıyla ölçüm yapıldığında mesafe 300 metrenin biraz üstünde olarak hesaplanmaktadır. Uzmanlarımızın yaptığı değerlendirmeye göre, gece koşullarında bu atışın bu mesafeden yapılabilmesi için öncelikle gece görüş aparatı ve dürbüne sahip olunması gerekir. Oysa askerin el konan silah, mühimmat ve araçları arasında gece görüş aparatı ve dürbün bulunmamaktadır. Bu bilgi mahkeme kayıtlarıyla sabittir. Ayrıca aşağıdaki görselde askerin durduğu noktadan sivillerin durduğu noktanın gece görüntüsünü görmekteyiz. Görüldüğü üzere bırakın bir insanın kafasına nişan almayı bir binek otonun dahi görülemediğini anlamaktayız. Bunu anlamak için temel askerlik hizmetini tamamlamış ve piyade tüfeğiyle atış yapmış sıradan biri olmanız dahi yeterlidir.
2- Köprüdeki asker içerisinde bu nitelikli tek atışı yapma yeteneğine sahip özel yetişmiş eleman bulunmamaktadır. Mevcudun çoğunluğu askeri öğrenciler ve erler gibi tecrübesiz kimselerdir. Grup içinde az da olsa, rütbeli personel veya uzman asker bulunsa bile bu personelin de keskin nişancı veya özel yetiştirilmiş nişancı vasıfları olmadığı mahkeme safahatında anlaşılmıştır. Zaten uluslararası tanımlamalar da bu tip atışların özel yetiştirilmiş kimselerce yapılabileceğini teyit etmektedir. 300-500 metre arasında atışların Birlik Özel Nişancısı (SDM), 600 metre üzeri atışların keskin nişancı tarafından yapılabileceği bu bilgilerdendir. Birlik tarafından belirlenen nişancı (SDM), ortalama muharebe askeri ile keskin nişancı arasındaki “hiç kimsenin olmadığı alan” boşluğundaki hedefleri vurabilecektir. Menzili tahmin etme, hedefleri tespit etme ve bu orta menzilli hedeflere etkili, iyi nişanlanmış ateş yerleştirme yeteneğine sahip olan SDM, modern savaş alanında hayati bir rol oynamaktadır. SDM, tüfek nişancılığının temellerinin yanı sıra balistik, yükseklik ve rüzgâr tutma, görüş manipülasyonu ve menzil tahmini konusunda kapsamlı bir anlayışa ve ustalığa sahip olmalıdır.[1] Ancak bahsi geçen personelin özellikleri böylesine bir atışın yapılmasından çok uzaktır.
[1] https://www.globalsecurity.org/military/systems/ground/sniper.htm#google_vignette
3- Bildiğiniz gibi barut izi, kan izi gibi delilleri ortaya çıkarmada etkili olan swap izi, suç olaylarında şüphelilerden alınan örneklerle gerçekleri ortaya çıkarmada etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Swap izi genel olarak doku, tükürük, barut, kan ve çeşitli biçimde DNA örneklerinden alınan izlerdir. Köprüdeki 114 askerin swap araştırması yapılmış, ellerindeki veya elbiselerindeki barut izlerine bakarak hangi askerin silahını ateşleyip ateşlemediği incelenmiştir. Askerlerden vefat edenler başta olmak üzere 35 şüphelinin swap incelemesi yapılmamıştır. Aşağıda görselini koyduğumuz swap özetine göre 114 askerden sadece 5’inde barut kalıntısı tespit edilmiştir. Bu kişilerde 1 Uzman Çavuş ve 4 Erden oluşan tecrübesiz bir gruptur. Swap izleri bazı askerlerin ateş ettiğini ortaya koysa bile sanıklar bu atışları havaya uyarı amaçlı, yaklaşan ve ikazları dikkate almayanların ayaklarına, üzerlerine belirsiz noktalardan (Nakkaştepe gibi) ateş edenlere savunma ve korunma amaçlı yaptıklarını ikrar etmişlerdir. Zaten balistik sonuçlarına göre maktullerden çıkan çekirdeklerden HİÇBİRİNİN askere ait olmaması da bu bilgiyi teyit etmektedir. Başka bir nokta ise swap analizine göre 114 kişiden sadece 5 kişide barut kalıntısı bulunması aslında küçük bir grubun sınırlı sayıda mühimmatla atış yaptığını göstermektedir. İddia makamının iddiasına göre gece boyunca durmadan halkın üstüne ateş edilen bir tablo yoktur. Kaldı ki gayrimeşru amaç için olsa bile kendinden çok uzak noktadaki bir sivili başından vurmanın darbecilere kazandıracağı bir şey yoktur. Ama kaos planlayan, kendi evladını kendi halkına boğazlatmayı kafaya koymuş karanlık yapılara kazandıracağı şey çoktur.
Peki, Çetin Can’ın ölümüne suikast şüphesi düşüren ve nasıl öldüğünü açıklayan bir teori var mı? Ortaya çıkan kamera görüntüleri ve onlarca tanığın mahkeme ifadesi hem askerin üzerine ateş açan ham de vatandaşa ateş açan meçhul kimselerin varlığını ortaya koymaktadır. Aşağıda kamera görüntüsünden elde edilen örnek görsel (bu olaydan bağımsızdır) keskin nişancı varlığını teyit etmektedir. Bu görselde vurulan 2 vatandaşımızın vurulmadan 1 saniye öncesini görüyorsunuz. Görüldüğü gibi vatandaşlarımız askerin bulunduğu taraftan vurulmuş olamaz. Çünkü aradaki 300 metrelik mesafeyi bir tarafa bıraksak bile, vatandaşlarımız askerin görüş açısında dahi değil. Askerlik hizmetini yerine getirmiş takipçilerimizde kolayca anlayabilir ki gece şartlarında, 300 metreden ve en önemlisi görüş açısı yokken bu atış yapılamaz. Zaten balistik sonuçları da bunu teyit ediyor ve maktullerin vücudundan çıkan hiçbir mermi çekirdeğinin askerin silahlarıyla bağı bulunamıyor. Aşağıdaki görseli kamera kayıtlarından akar şekilde de izlemek mümkün. Ayrıca keskin nişancı varlığını teyit eden başkaca kamera görüntülerini de bulunuyor.
İkinci örnekte olayda köprünün Anadolu ayağının Marmara denizine yakın olan kısmında boynundan vurulan bir vatandaşımız var. Aşağıdaki görseli incelediğinizde veya videosunu internetten izlediğinizde askerin konumlandığı yer dışında bir yerden, kuvvetle muhtemel Boğaz Köprüsü Koruma Şube Md.lüğü civarından atış yapıldığı net olarak anlaşılmaktadır. Zaten vatandaşın bulunduğu nokta, köprüdeki askerlerin bulunduğu nokta bakımından görüş açısı dışında yer almaktadır. Mahkemeler bu detayları görmesine rağmen görmezlikten gelmiş, rejimin anlatısını alt üst edecek bu gerçekleri araştırma cesareti gösterememiştir. Ancak ortaya çıkan bu gerçeklerin bağımsız yargı tarafından da karara dönüşeceği günler çok uzak değildir. SONUÇ: Bu deliller Çetin Can’ı vuranın asker olmadığını resmi belgelerle ortaya koyduğu gibi maktulün muhtemel konumu, gece görüşü şartları, atışı imkansız kılan uzun mesafe gibi şartlar başkaca faillerin bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Yukarıda delillerini ortaya koyduğumuz dosyayı YouTube videosu anlatımı şeklinde takip edebilirsiniz.