GENEL BİLGİ ve rejimin iddiası
42 yaşındaki Burhan Öner, İstanbul Pendik’te oturuyordu. Vanlı Burhan Öner, evli ve 2 çocuk babasıydı. Burhan Öner’in, Boğaziçi Köprüsünde sözde darbeci askerlerin açtığı tank ateşi sonucu vefat ettiği iddia edilmektedir. Ancak resmi raporlar çok farklı bir sonucu ortaya koydu.
GERÇEK ÖLÜM SEBEBİ
Aşağıda maktule ilişkin otopsi raporunu görmekteyiz. İddia maktulün tank atışı sonucu öldüğü yönündeydi. Oysa maktulün vücudunda muhtemel tank atışından kaynaklı bir tahribat görünmüyor. Öncelikle tank top mermisinin bir araç üzerinde nasıl bir tahribat yaptığını otopsi raporundan sonraki görselde görebilirsiniz. Tank mermisinden ikincil derecede etkilenme vurgulanmak istiyorsa şarapnele ilişkin bulguların otopsi raporunda yer alması gerekirdi. Bu bulguları da göremiyoruz. Ölümün pelvis ve ekstremite travmasına bağlı pelvis ve ekstremite kırıkları kaynaklı olduğu ifade edilmektedir. Uzmanlık raporu maktulün askerin hangi eylemi sonucu öldüğünü anlamaya yeterli değildir. Hangi askerin hangi eylemi sonucu ölümün vuku bulduğuna dair kamera görüntüsü, uzmanlık raporları gibi belgeler olmaksızın ölümün köprüdeki askere yüklenmesi hukuk katliamıdır. Her türlü şüpheden uzak bir şekilde bu ortaya konamadığı sürece ortada bir faili meçhul olduğunu kabul etmek gerekir. Maktul gece 02.00 gibi evden çıkmış sabah hastanede bulunmuştur. İddianamede maktulün köprüde olduğunu ikrar eden tek bir tanık ifadesi yoktur. Maktule ait HTS kayıtları talep edilmesine rağmen dosyaya kazandırılmamıştır.
Ayrıca Savcılık Boğaz köprüsünde yapılan 4 tank atışına ilişkin görüntüleri iddianameye koymuştur. Tank mermilerinin çoğunun boş alana doğru atıldığı bu görüntülerden anlaşılmaktadır. Birçok 15 Temmuz yargılamasında tahrip olan yerler iddianameye konduğu gibi boy boy rejim medyasında kendine yer bulmuştur. Köprüde tank atışının oluşturduğu tahribata ve atış bölgesine dair görüntülere resmi belgelerde yer verilmemesi düşündürücüdür. Bununla beraber, aşağıda yer alan görselde, rejim medyası niteliğinde bazı ulusal yayın organlarının gerçeği araştırmadan maktulün ölümüyle ilgili insafsızca haberler yaptığı ve bu haberlerin bir iftiraya dönüştüğü çok açık bir şekilde görülmektedir.
SONUÇ: Otopsi raporu maktulün ölümüyle sanıklar arasında bağın kurulamayacağını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ancak her 15 Temmuz yıldönümünde 251 ölüme vurgu yapılarak, şüpheli ölümlerin bile askere yüklenerek yakınlarının linç ediliyor olması anlaşılabilir değildir
Yukarıda delillerini ortaya koyduğumuz dosyayı YouTube slayt videosu şeklinde takip edebilirsiniz.